28 Ağustos 2018 Salı

Fikret Orman nereye koşuyor? Belgeler ve acı gerçekler!


Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, BeIN Sports’ta Şansal Büyüka ile yaptığı sohbetin bir bölümünde aynen şunları söyledi:
"Negredo’yu Galatasaray’a bedelsiz götürmüşler, Beşiktaş’a bonservis ücreti ile gelmiş. Bulun gelin Galatasaraylı yöneticileri, sorun. Evrak değil, sözlü olarak teklif olsa bile kabul edeceğim. 2,5 milyon Euro’ya Negredo’yu aldık. Rakiplerimiz daha fazla verdi, bir kelime konuşuluyor mu? Hayır. Neden bizimkiler konuşuluyor sadece."
İlginç! Madem öyle... Ben de hemen gazete kupürünü ortaya koyayım.
Galatasaray eski futbol direktörü Cenk Ergün’ün açıklamasını hep beraber okuyalım.
Sezon sonu şampiyonluk öyküsünü Takvim Gazetesi’ne anlatan Cenk Ergün aynen şunları söyledi:
“Tudor’la yeni sezon planlamasını yaparken ilk önümüze koyduğum isim Gomis oldu. Hatta Negredo’yu bize bedava vermek istediler. Ama biz kabul etmedik. Kafamızdaki golcü Gomis’ti ama onun da sağlık sorunları olduğunu biliyorduk. Daha önce yaşadığı bayılma atakları sağlık heyetimizi tedirgin ediyordu.”
Negredo
Durum bu... Cenk Ergün bu sözleri 3 ay önce dile getirdi.
Ama hemen belirteyim. Negredo ile ilgili haberi ben 7 ay önce kaleme aldım. 8 Şubat’ta... Sonra ne oldu? Fikret Orman, 24 Şubat’ta yapılan Beşiktaş Divan Kurulu’nda benim haberi okudu. Esti, gürledi. Şahsıma yönelik olarak çok ağır konuştu ve “Mahkemeye verdim onu” dedi.
Dikkatinizi çekmek isterim “mahkemeye veriyorum- vereceğim- vermeyi düşünüyorum- versem iyi olur” falan değil... “Mahkemeye verdim onu” dedi.
Peki, ne oldu? Aradan 6 ay geçti, ortada dava falan yok.
Aslında davanın açılmasını ve bazı gerçeklerin ortaya konulmasını çok isterdim.
Ama Fikret Bey topa bastı.
Konuyu daha iyi izah edebilmek için hemen bir hatırlatma yapayım.
7 ay önce kaleme aldığım yazıda çok çarpıcı iddialar ortaya koymuştum. Neler mi yazmıştım?
“Galatasaray Menajeri Cenk Ergün, geçen sezon öncesi Negredo’nun Menajeri Juanma Lopez ile Madrid’de iki kez görüştü. Lopez, Negredo’nun bonservis ücreti olmadan Galatasaray’a transfer edilebileceğini söyledi. Yine aynı Lopez, Negredo’nun yıllık ücretinin 3,5 milyon Euro olduğunu belirtti.”
Aslında bu yazımda, odada başka kimlerin bulunduğunu, ne yediklerini ve ne içtiklerini de belirtecektim ama son anda vazgeçtim.
Yazının çıktığı gün bazı ortak dostları arayan Cenk Ergün, “Nereden öğrenmiş bu bilgileri” diye şaşkınlığını dile getirdi.
Uzatmayayım. Galatasaray’a bonservis ücreti olmadan yıllık 3,5 milyon Euro’ya önerilen Alvaro Negredo, Beşiktaş’ transfer oldu. Ne ödendi? Bonservis bedeli olarak 2,5 milyon Euro, yıllık ücret olarak da 4 milyon 350 bin Euro.
Gomis ise Galatasaray’la yıllık 3 milyon 350 bin Euro üzerinden sözleşme imzaladı.
Belirteyim. Valencia, hem maaşının yüksek oluşu hem de performansındaki düşüş nedeni ile Negredo’yu gözden çıkartmıştı.
Ardından... Bu yazı sonrası bana biraz fazla öfkelenen Fikret Orman, Mart ayında düzenlediği basın toplantısında “Negredo’nun menajerini çağırdım, evraklarıyla birlikte önümüzdeki hafta gelecek, her şeyi açıklayacak” dedi.
Yine dikkatinizi çekerim, “menajerini çağıracağım, çağırsam iyi olur, çağırmayı düşüyorum” falan değil... “çağırdım” dedi.
Peki, ne oldu? Aradan 5,5 ay geçti, Negredo’nun menajeri henüz ortada yok.
Fikret Orman, yine Beşiktaş Divan Kurulu’nda benim yazdığım haber çerçevesinde “Elinde belgesi olup da konuşmayan namerttir. Basın demek habercilik demek, araştırmak demektir. Bilgi toplamak demektir. Bu, Türk sporuna zarar veriyor” dedi.
Sonra ne oldu? Belgeleri ortaya koydum.
Önce Mertcan Çam belgesini yayımladım.
Hani şu, Trabzonspor’da 4 yılda sadece 3 dakika forma giyen Mertcan Çam ile ilgili transferin belgesi.
Vurgu yapmamda yarar var. Bu sözleşme, her iki kulüp arasında imzalanan bir sözleşme idi. Sözleşmenin altında da Fikret Orman ile Muharrem Usta'nın imzası vardı. Mertcan Çam ile de daha sonra sözleşme imzalanması taahhüt altına alınmıştı.
Tabii bu haber gündeme bomba gibi düştü.
Haber çıktıktan bir gün sonra yapılan basın toplantısında Fikret Orman’a “Atilla Türker’in Mertcan Çam transferiyle ilgili ithamı hakkında ne düşünüyorsunuz” şeklinde bir soru yöneltildi.
Orman ne cevap verdi biliyor musunuz?
“Atilla Türker’i meşhur ettik. Dedikodular üzerinden bir şeyler yazmaya çalışıyor. Biz emekçileri kaale alıyoruz. Beşiktaş ciddi bir kurumdur, yapılan her şeyin arkasında bir strateji vardır. Beşiktaş üstünden kimseye prim yaptırmam. Herkes işine gücüne baksın. Beşiktaş başkanına herkesin güveni ve inancı vardır. Günü geldiği zaman kimi aldığımızı içerikleriyle birlikte açıklarız” dedi.
Düşünebiliyor musunuz, ortada sözleşme var, belgesi var, bu belgenin altında Fikret Orman’ın kendi imzası var, ama ne diyor Fikret Orman, “Atilla Türker’i meşhur ettik. Dedikodular üzerinden bir şeyler yazmaya çalışıyor. Günü geldiği zaman kimi aldığımızı içerikleriyle birlikte açıklarız.”
Sonra ne oldu? Fikret Orman, Beşiktaş'ın bu sezon başı Avusturya kampında “Mertcan Çam ile yaptığımız anlaşmayı feshettik. Kendisi anlaşma şartlarına uymadı" dedi.
Şaka gibi!
Peki, ardından ne oldu?
Fikret Orman'ın bu sözlerini medyadan öğrenen Mertcan Çam, Trabzon'da evinde otururken Instagram aracılığıyla "Acaba beni hiç gördüler mi? Saçlarım ne renk? Ben Beşiktaş ile bir şey imzalamadım ki, neyi feshedecekler" dedi. Mertcan Çam yetinmedi 2 tane de gülen-ağlayan emoji koydu.
Bitmedi. Bir belge daha yayımladım. Neydi bu kez? Mehmet Ekici belgesi! Kapsamı neydi? Trabzonsporlu Mehmet Ekici'nin, Beşiktaş'tan başka bir takıma transfer olması halinde Trabzonspor, Beşiktaş'a 1,5 milyon Euro ceza ödeyecekti.
Bu belgenin altında da yine Fikret Orman ile Muharrem Usta'nın imzası vardı.
Nitekim Mehmet Ekici, ancak sezon bittikten sonra Fenerbahçe'ye transfer olabildi. Hatırlatırım. Fenerbahçe, Mehmet Ekici'yi 6 ay öncesinden transfer edebilmek için 2 milyon bonservis bedelini gözden çıkartmıştı.
Anlaşılacağı üzere... Trabzonspor, Beşiktaş ile imzalanan sözleşme çerçevesinde Mehmet Ekici'yi Fenerbahçe'ye veya başka bir takıma vermeyerek, parasal anlamda yüklü bir zarara uğramıştı.
Nitekim... Beşiktaşlı Olcay Şahan'ın sadece 200 bin Euro karşılığında Trabzonspor'a verilmesi... Trabzonspor'da 4 yılda sadece 3 dakika oynayan Mertcan Çam için de Beşiktaş’ın Trabzonspor’a KDV dahil 885 bin Dolar ödenmesi... Bazı gerçekleri tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyordu.
Peki, yine belgeli bu haberim üstüne Fikret Orman ne söyledi?
Bu kez hiçbir şey söylemedi!
Aslında yazılacak daha çok konu var. Ama bu yazı çok uzadığı için burada kesmek istiyorum.
Yine de son noktayı koymadan önce Fikret Orman’a bazı sorular yöneltmek istiyorum.
Şunu da belirteyim. Fikret Orman, Beşiktaş Divan Kurulu’nda yaptığı konuşmada şahsımı işaret ederek “İnsanda biraz haysiyet olur, onur olur, ahlak olur” demişti.
Ben de bu doğrultuda soracağım:
Sayın Orman...
1- Negredo'nun Beşiktaş'a transferi öncesi... "Bonservis bedeli olmadan bu transfer sağlanabilir" şeklinde... Ahmet Nur Çebi ile bir görüşme yaptınız mı?
2- Tüzük gereği 2 yılı tamamlamayan üyelerin Beşiktaş yönetim kuruluna girmesi mümkün değilken... O dönem henüz 1 yıllık üye olan Umut Güner’in, “Beşiktaş’ta voleybol oynadı” iddiası doğrultusunda... Birileri tarafından düzmece bir belge hazırlanarak... Umut Güner’e 1 yıl kıdem kazandırıldığı... Güner’in bu şekilde yönetime girebildiği... Ne derece doğrudur?
Öte yandan... Umut Güner’in hiç bir zaman lisanslı voleybolcu olmadığına dair... Ortada bir belge var mı?
3- Beşiktaş hukuk işlerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun ortağı olduğu “Kültür Hukuk Bürosu” için... Beşiktaş’ın kasasından biri 1 milyon 250 bin, diğeri 750 bin lira olmak üzere 2 ayrı makbuz karşılığında toplam 2 milyon lira çıktı mı?
Sayın Orman... Belge istiyordunuz. Yavaş yavaş geliyor işte belgeler!
Kalın sağlıcakla...

23 Ağustos 2018 Perşembe

Bursaspor, Menajerler Ve İşte O Belgeler!

Bugün iki belge sunacağım size.
Biri Bursaspor’la, diğeri Kayserispor’la ilgili.
Ama hemen belirteyim. Bu yazıda bir sürpriz var, bu sürpriz de yazının son bölümünde!
Bir ipucu vereyim. Bursaspor’un nasıl yönetildiğini hep beraber göreceğiz.
BURSASPOR TONLA PARA VERDİ, ALAMADI
İzninizle hemen bir özet vereyim.
Bursaspor, geçen sezon bu zamanlar Ganalı ünlü golcü Asamoah Gyan’a yıllık 1 milyon 600 Bin Euro üzerinden 3 yıllık sözleşme önerdi. Yani 3 yılda 4 Milyon 800 Bin Euro.
Aşağıdaki belgeye bakarak tarihini de tam söyleyeyim. 11 Haziran 2017.
Yetki belgesinin altında kimin imzası var? Bursaspor Futbol Şubesi Sorumlusu Hüseyin Gedik’in.
Yetki verilen menajer kim? Özkan Doğan.
Bildiğiniz gibi... Bu transfer gerçekleşmedi.
Sonra ne oldu? Yine aşağıdaki bir diğer belgeye bakarak söylüyorum. Aradan tam 19 gün geçtikten sonra... Yani 30 Haziran 2017’de... Kayserispor, aynı Asamoah Gyan’la yıllık 500 Bin Euro üzerinden 2 yıllık sözleşme imzaladı.
Yani, 3’te birinden daha az bir ücrete.
Yine yani... Arada yıllık 1 milyon 100 Bin Euro fark var.
Mevzuya 3 yıllık sözleşme üzerinden bakıldığında... 3 milyon 300 Bin Euro fark var.
BURSASPOR’UN KASASINDAN 7,5 MİLYON EURO ÇIKACAKTI
Bursaspor’un bu transferi gerçekleşseydi bazı ödemeler de olacaktı elbet. Şöyle ki... Yüzde 10 oranında menajerlik ücreti, en az 1,5-2 milyon Euro imza parası, bonus, şu bu...
Kısacası... Bursaspor’un kasasından minimum 7,5 milyon Euro çıkacaktı. Bu da günümüzün parasıyla 52 milyon Lira ediyor.
Oysa... Yine aşağıdaki diğer belgede görüleceği üzere... Kayserispor, yıllık ücret, imza parası, şu bu derken... 2 yılda en fazla 2 milyon Euro ödeyecek. 3 yıl olsaydı 3 Milyon Euro... Bu da günümüzün parasıyla 21 Milyon Lira ediyor.
Arada ne fark var? Euro olarak 4,5 Milyon... Lira olarak 31 Milyon lira.
Hoşgörünüze sığınarak yazıyorum. Bursaspor o günlerde bu kazığı yemekten kılpayı kurtuldu.
Geçmiş olsun.
 ★
ALİ AY’IN MİDESİ BULANDI
Şu da var. Bursaspor Kulübü Başkanı Ali Ay, o günlerde camiadan gelen büyük tepki üzerine bu transferden vazgeçti. Özellikle Bursa medyası her zamanki duyarlılığı ile çok sert tepki gösterdi.
Ali Ay
Ali Ay gelişmeleri önce sakin bir şekilde izledi. Sonra sinirlendi. Tepki koydu. En sonunda da “Midem bulandı bu işten” dedi. Vazgeçti.
Evet... Ali Ay’ın midesi bulanmıştı!
O güne kadar Bursaspor’da bıçaksız bir şekilde onlarca büyük operasyon yapan bazı menajerlerin hayalleri de bu şekilde suya düşmüştü.
EROL BEDİR: BİZ TARLADAN SATIN ALIYORUZ
Bu transferi gerçekleştiren Kayserispor Başkanı Erol Bedir ise "Bizim paramız kıymetli. Hem de çok kıymetli. Domatesi biz marketten değil, tarladan alıyoruz" şeklinde durumu özetlemişti.
YİNE ÖZKAN DOĞAN
Geldik final bölümüne... Yani konunun en can alıcı bölümüne.
Bursaspor, ünlü golcü Seydou Doumbia’yı transfer edebilmek için geçtiğimiz günlerde bir menajeri görevlendirdi. Kim bu menajer? Özkan Doğan.
Yazının ilk bölümünde adı geçen Özkan Doğan... Asamoah Gyan’ı yıllık 1 Milyon 600 Bin Euro üzerinden transfer etmesi için yetki belgesi verilen Özkan Doğan.
Ali Ay’ın “Midem bulandı bu işten” dediği süreçte yetkilendirilen Özkan Doğan.
Nitekim... Özkan Doğan, Portekiz’e gitti.
Özkan Doğan
TEKSAS HAYKIRDI!
Bursaspor’un efsane tribünü Teksas konuyla ilgili olarak dün çok sert bir açıklama yaptı.
Aynen yazıyorum:
"Son günlerde transferi gündemde olan Doumbia hepimizin bildiği gibi kariyeri ve golcülüğü iyi olan bir futbolcu. Fakat merak ettiğimiz birkaç soruyu kamuoyu önünde sormak istiyoruz. Bizim menajerlerle çalışmak kitabımızda yok diyen Ali Ay, kulübümüzün idari menajerleri varken neden Özkan Doğan adlı menajeri Lizbon’a göndermiştir? Bizim Bursaspor’un menfaatinden başka bir düşüncemiz kesinlikle yoktur. Fakat Doumbia transferinde menajer oyunlarıyla kulübümüzün kasasından çıkacak her kuruşun hesabını sorarız."
ALİ AY’IN MİDE BULANTISI NE ZAMAN GEÇTİ
Olay bu... Takdir kamuoyunun.
Ama ben... “Acaba” diyorum, “Ali Ay’ın mide bulantısı ne zaman ve nasıl geçti?”
Son söz:
Bursaspor’un son yıllarda niye bu kadar sıkıntı yaşadığı artık daha iyi anlaşılıyor.

18 Ağustos 2018 Cumartesi

Emre Akbaba... 6’ya 6 maç... Ve Galatasaray!

Yıl 2010... Haziran ayı.
Yer Fransa.
Lyon’da futbolcu seçmeleri var.
“Avrupa’nın Yıldızları” adlı kuruluş tarafından düzenlenen bu organizasyona büyük ilgi gösteriliyor.
Avrupa’nın dört bir yanından gelen teknik adamlar bu maçları dikkatle izliyor.
Karşılaşmalar kıran kırana geçiyor.
Genç isimler tüm yeteneklerini ortaya koyuyor.
Maçların büyük bölümü nizami sahada yapılıyor. Tabii 11’e 11.
Gözde isimler burada oynuyor.
Bir de ufak bir saha var. Yan tarafta. Nizami ölçülerden uzak. Ufak... Ufak olduğu için de... Buradaki maçlar 6’ya 6 oynanıyor.
İkinci plandaki isimler burada top koşturuyor. 
İşte böyle bir ortamda... Tüm teknik adamlar pür dikkat büyük sahayı izlerken... Yan taraftaki ufak sahaya bakan hiç yok.
Tüm gözler büyük sahada.
İlerleyen dakikalarda... Büyük sahanın kenarında bulunan bir Türk teknik adam... Uzaktan da olsa... Ufak sahayı izlemeye başlar.
Her geçen dakika gözü artık bu ufak sahadadır.
Çünkü bir futbolcu dikkatini çeker.
Çok yeteneklidir bu futbolcu.
Nitekim... Bu teknik adam büyük sahayı bırakır... Yan taraftaki ufak sahaya geçer.
Çok kısa bir zaman dilimi içerisinde... Bu futbolcudaki büyük yeteneği çok net görür.
Öyle ki... Bu futbolcunun dar alandaki paslaşmaları... Nefis şutları... Topu alışı... Verişi... Araya pas uzatışı... Gole yakınlığı... Raket gibi sol ayağı... Tekniği ve zekası... Çok farklıdır.
Lafı uzatmaya gerek yok. Bu futbolcu Emre Akbaba’dır.
Ufak sahada 6’ya 6 oynanan maçta 5 dakika içinde keşfedilen Emre Akbaba.

Emre Akbaba
Keşfeden ise... Alanyaspor’un o dönemki teknik direktörü Kamil Kabay.
Kamil Kabay
Kabay maç sonrası önce Emre Akbaba ile görüşür.
Sonra da babası Selami Akbaba’yla... Gerekli izni alır.
Emre’yi Alanyaspor’un seçmelerine davet eder. “Seni bekliyoruz” der.
Emre, ağabeyi Yunus Akbaba’yla birlikte Alanya’ya gelir.
Seçmeler yapılır. Bu seçmelere Avrupa’nın değişik ülkelerinden yine çok sayıda genç katılır.
Haziran ayındaki deneme kampı bir hafta sürer.
Emre Akbaba her bakımdan yine çok büyük beğeni toplar. Tam not alır.


Henüz 17 yaşındadır Emre.
Kamil Kabay, Emre’yle konuşur. Yol haritasının ne olması gerektiğini söyler. U19 takımında gelişimine destek olmayı önerir.
Önerir ama... Emre’ye cazip gelmez. Fransa’da doğup büyüyen Emre... İlk defa gurbete çıkacağı için... Ve de ailesinden ayrı kalacağı için... Teklife sıcak bakmaz.
Yine de açık kapı bırakır.
“Hocam... Bu teklifiniz önümüzdeki sezon için de geçerli mi” diye sorar.
Olumlu yanıt alır.
Kabay ve Emre vedalaşır.

Mehmet Özdilek
Aradan tam 1 yıl geçer.
Alanyaspor’dan ayrılan Kamil Kabay, Antalyaspor’da alt yapı koordinatörüdür artık.
Nitekim... Kabay hemen gerekeni yapar. Emre’yi arar.
Kamil Kabay ve Emre Akbaba bu kez Antalyaspor’da buluşur. Antalyaspor A2 takımında.
O günlerde... Antalyaspor A takımı Avusturya kampındadır.
Takımın başındaki kişi ise... Kim midir? Mehmet Özdilek... Yani Şifo Mehmet!
Her zaman genç futbolculara çok güvenen Özdilek, kampa 2 genç futbolcu çağırmak ister.
Bunun üzerine... Antalyaspor Futbol Direktörü Sedat Karabük, Kamil Kabay ile görüşür... Gerekli karar hemen verilir.
Emre Akbaba, Avusturya kampına gönderilir.
Fakat! Aksilik bu... Emre Akbaba, Avusturya kampının ilk gününde... Yatağa düşer. Ateşi yükselir. Hastalanır.
Teşhis, tedavi derken... Toparlanma süreci çok zor geçer.
Kulüp doktorunun görüşü doğrultusunda... Paris’teki evine geri gönderilir.
Şöyle ki... Kulüp bünyesindeki bazı yöneticiler “Emre’yi bu şekilde transfer edersek bazı sıkıntılar yaşayabiliriz” der.
Emre’nin transferi askıya alınır.
Çok üzülür Emre... Hayalleri ötelenmiştir çünkü.
Ama... İşin peşini bırakır mı hiç!
İnançlı... Hırslı... İyi niyetli... Azimli olduğu için...
Antalyaspor yöneticilerini ve teknik adamlarını sürekli arar.
“Çağırdığınız zaman Antalyaspor’a gelirim. Hem de koşa koşa” der.
Bıkmaz. Usanmaz. İletişimi hiç kopartmaz.
Nitekim... Bu süre zarfında hiçbir kulüple anlaşmaz. Sözünde durur. Bekler.
Aradan 9 ay geçer.
Tarih 8 Nisan 2012.... Yine bir seçme... Yer bu kez Almanya... Frankfurt.
İyi bir organizasyon çerçevesinde... Kamil Kabay Frankfurt’taki bu seçmeleri de izler.
Tabii Emre Akbaba yine sahadadır.
Yine tüm yeteneklerini ortaya koyar. Yine seçilmeyi bekler.
Kamil Kabay maç biter bitmez Sedat Karabük’ü arar. “Her türlü riski göze alıyorum. Bu genç yeteneği önce Antalyaspor’a, sonra da ülke futboluna kazandıralım” der.
Sedat Karabük’ü bilenler iyi bilir. Ülke futbolunun en iyi eğitimcileri arasında yer alır. Yetenekli futbolcuyu yürüyüşünden tanır. Zaten Süper Lig’de top koşturan onlarca ismi çocuk yaşta keşfetti.
Bu doğrultuda... Kollar sıvanır. Emre tekrar Antalyaspor’a kazandırılır.

Sedat Karabük
Emre’nin 2012-13 sezonunda Antalyaspor A2 takımı ile başlayan resmi yolculuğu... Çok güzel seyreder.
Aynı sezon 6 Kasım’da Kahramanmaraş’ta oynanan bir maçın ardından... Kahramanmaraşspor Kulübü yöneticilerinden güzel bir teklif alır Emre...
Kiralık olarak Kahramanmaraşspor’a gider.
Sonrasında Antalyaspor’a geri döner. Ardından... Antalyaspor ile Alanyaspor arasında gerçekleşen çok özel bazı görüşmelerin neticesinde...
Ver elini Alanyaspor!
Bu süreç içerisinde adeta taş üstüne taş koyar. Müthiş aşama kaydeder. Kendisine güvenenleri mahcup etmez.
Ve akabinde... Bir futbolcunun yaşayabileceği en büyük onuru yaşar. A Milli Takım’a çağrılır. Büyük bir gururla Ay-Yıldızlı formayı taşır.
Yarınlar için neler yapabileceğinin mesajını da çok net bir biçimde verir.
Emre Akbaba
Emre Akbaba artık ülke futbolunun çok önemli isimleri arasındadır.
Fransa Lyon’da... Ufak bir sahada... 6’ya 6 verilen mücadele... Alkışlanacak ve saygı duyulacak bir şekilde bugünlere kadar devam eder.
Elbette ki... Bu şahane tabloda... Emre’deki yetenek... Hırs ve özveri... Yılmaz bir savaşçı yapı... Büyük bir inanç var.
Tabii bir de... Emre’yi bulan... Lyon’da izlediği kısa süre içerisinde üstün yeteneği çok iyi gören... Türkiye’ye getiren... Emre’nin ülke futboluna kazandırılmasında çok büyük emeği geçen... Kamil Kabay var.
Profesyonel futbolcu olarak ülke futboluna çok uzun yıllar hizmet veren Kamil Kabay, bilgisi ve deneyimi doğrultusunda teknik adam olarak da yine önemli bir icraata imza atmış oldu.
Görünmez kahramanlardan biri olarak bir kez daha alkış topladı.

İzninizle... Şu anekdotu da aktarayım.
Bu yıl Antalya’da yapılan UEFA Pro-Lisans semineri sırasında bir panel düzenlendi. Levent Özçelik’in yönettiği panele Emre Akbaba da konuk olarak katıldı.
Emre kendisine yöneltilen bir soru üzerine... Fransa’daki alt yapı hocasının “Siz çalışmanıza bakın. Her zaman sizi izleyen bir çift göz vardır” dediğini bildirdi.
O anda Emre’ye... “Senin için o bir çift göz kimdir” diye soran olmadı.
Panelin bitiminde... Sohbet esnasında... Levent Özçelik, Emre’ye “Senin için o bir çift göz kimdir” diye sordu.
Emre hiç tereddütsüz “Kamil Kabay hocamdır” cevabını verdi.

Ve ardından... Hemen yanında bulunan Kamil Kabay’a sıkı sıkı sarıldı.
Saygısını ve vefasını ortaya koydu.
Kabay da büyük onur ve mutluluk duydu.

Bazı kişilerin de hakkını önemle vereyim.
2010 yılında Alanyaspor Kulübü Başkanı Hakan Dizdaroğlu ve yönetim kurulu, ülke futboluna genç isimleri kazandırmak için büyük çaba gösterdi.
Zaten bu doğrultuda Kamil Kabay ve birbirinden değerli ekip arkadaşları başta Fransa ve Almanya olmak üzere pek çok ülkeye gitti. Alanyaspor’un o dönemki yönetimini ve teknik ekibini gönülden kutlamak gerekiyor.
Tabii ayrıca... Genç yeteneklerin keşfedilmesi için bu güzel organizasyonu gerçekleştiren “Avrupa’nın Yıldızları” isimli kuruluşu da tebrik etmek lazım.
Emre’nin bu serüveninde... Başta Emre’nin çok saygı duyulası azmi, iradesi, sabrı ve çalışkanlığı olmak üzere... Çok sayıda kişinin özverisi, bilgisi ve deneyimi bulunuyor.
Haliyle... Türk antrenörlerine imkan tanınırsa... Sabırlı olunursa... Ortam oluşturulursa... Çok büyük cevherler ortaya çıkıyor.
Kulüplerimiz artık “armut piş, ağzıma düş” zihniyetinden tamamen uzaklaşsa... Genç isimlere kucak açılsa...
Ahbap çavuş ilişkilerinden uzaklaşılsa.... Bilgili ve görgülü teknik adamlara şans tanınsa.
Haliyle... İçi geçmiş isimler için paralar harcanmasa...
Cambaz menajerlere ve taklacı yöneticilere paralar kaptırılmasa...
Kazanan Türkiye ve Türk futbolu olur.
Bilinmelidir ki... Yurdumuzun ve Avrupa’nın dört bir köşesinde keşfedilmeyi bekleyen ne Emre’ler var.

9 Ağustos 2018 Perşembe

Fenerbahçe, Vida için ne önerdi? İşte o belge...


Yanlış anlaşılmaya meydan vermemek için şu hususu hemen önemle belirtmek istiyorum.
Görmüş olduğunuz bu belge... 23.08.2017 tarihini taşıyor.
Yani yaklaşık 1 yıl öncesi.
Fenerbahçe geçen sezon başı Domagoj Vida’yı kadrosuna dahil edebilmek için resmi bir teklif sundu.
Fenerbahçe antetli bu resmi teklifin altında iki kişinin imzası bulunuyor.
Kimlerin mi? Engin Dumanlı ve Serdar Yıldız’ın.
Engin Dumanlı, Fenerbahçe Futbol A.Ş. Genel Müdürü... Serdar Yıldız ise Fenerbahçe Futbol A.Ş. Mali İşler Direktörü.
VİDA DİK DURDU!
Yine önemle belirteyim. Vida o dönem Dinamo Kiev’in sözleşmeli futbolcusu olduğu için... Bu teklif doğrudan Dinamo Kiev’e yapıldı.
“Fenerbahçe Kulübü olarak futbolcunuz Vida’yı almak istiyoruz” denildi.
Peki... Fenerbahçe, bonservis bedeli olarak ne teklif etti? Belgede de görüldüğü üzere... 3 milyon Euro.
Ufak bir hatırlatma yapayım. Vida’nın Dinamo Kiev ile sözleşmesi 1 Ocak 2018’de bitiyordu.
Yani teklif yazısından 4 ay sonra.
Haliyle... 4 ay sonra Vida elini kolunu sallayıp gideceği için... Dinamo Kiev 3 milyon Euro’luk bu teklife sıcak baktı.
Bu miktar pazarlık sonucu belki de daha artabilirdi.
Ama hemen söyleyeyim. Görüşmeler fazla uzamadı. Kesildi. Çünkü... Vida, Dinamo Kiev yetkililerine tavır koydu.
Şöyle ki... “Ben Beşiktaş’la ön protokol imzaladım. Vazgeçmem. Sözümden dönmem
Futbol hayatıma Beşiktaş'ta devam edeceğim” dedi.

Durumu izah etti.
Fenerbahçe’nin talebi gerçekleşmedi.

Vida, Ocak ayında elinde bonservisiyle Beşiktaş’la sözleşme imzaladı.
FENERBAHÇE GEÇ KALDI
Bir parantez açayım. Beşiktaş ile Vida arasında imzalanan protokolün tarihi 14 Ağustos 2017.
Fenerbahçe’nin Dinamo Kiev’e ilettiği teklif yazısı ise, belgede de görüldüğü üzere... 23 Ağustos 2017 tarihini taşıyor
.
Yani... Beşiktaş elini çabuk tuttu.
Diğer açıdan bakarsak... Fenerbahçe geç kaldı.
Şu da var. Beşiktaş ile Vida arasındaki ön görüşmeler aynı yılın mayıs ayı içinde başlamıştı.

GALATASARAY ÇOK DAHA GEÇ KALDI!
Hatırlarsınız elbet... 3 gün önce kaleme aldığım yazıda da Galatasaray’ın Vida’ya yaptığı teklifin ayrıntılarını ortaya koymuştum. Galatasaray adına Cenk Ergün imzalı teklif belgesini yayınlamıştım.
İşin özü şuydu: Beşiktaş ile Vida arasında 2017 yılının Ağustos ayında bir protokol imzalanmasına karşın... Galatasaray, 4 ay sonra, yani aralık ayında Vida’ya çok daha cazip bir teklif sunmuştu.
Hatta... “Vida, Galatasaray’dan gelen bu teklif üzerine Beşiktaş’la tekrar masaya oturarak fiyatını artırdı şeklinde iddialar da var” diye bir de vurgu yapmıştım.
Tüm rakamları ortaya koymuştum.
İsteyen bir önceki yazımı yine bu mecrada okuyabilir.

Sözün özü: Vida mücadelesini... Daha çabuk davranan... Daha iyi taktik uygulayan... Beşiktaş kazandı.
Kutlamak gerekir.
Vida da... Hem duruşu... Hem de hamleleriyle... Alkışları topladı.


Önemli not: Aziz Yıldırım, “Fenerbahçe, Vida’ya teklif götürdü” şeklinde çıkan haberleri şiddetli biçimde yalanlamıştı. Hatta bu gerçeği ortaya koyan çok değerli bir yazar hakkında ağır ifadeler kullanmıştı.
Bu belge sonrası ne gibi gelişmeler olacak, birlikte izleyeceğiz.
Görüşmek üzere... Hoşçakalın.



6 Ağustos 2018 Pazartesi

Galatasaray Vida’yı niye alamadı?

Yanlış anlaşılmalara meydan vermemek için şu hususu hemen belirtmek istiyorum.
Görmüş olduğunuz bu belge... 20.12.2017 tarihini taşıyor.
Yani 8 ay öncesi.
Galatasaray ara transferde Domagoj Vida’yı kadrosuna dahil edebilmek için bundan tam 8 ay önce resmi bir teklif sundu.
Galatasaray antetli bu resmi teklifin altında o dönem futbol direktörü olarak görev yapan Cenk Ergün’ün imzası bulunuyor.
Merak edilen ilk husus şu olsa gerek: Vida’yı önerilen miktar neydi? Yıllık kaç para üzerinden kaç yıllık sözleşme önerildi?
GALATASARAY VİDA’YA YILLIK 3 MİLYON 750 BİN EURO ÖNERDİ
Belgede de görüldüğü üzere... Vida’ya yıllık ücret 3 milyon 750 bin Euro teklif edildi.
Sözleşme süresi ise... 1 yılı opsiyonlu olmak üzere 4,5 yıl.
Malumunuz, bu teklif devre arasında olduğu için... Vida’ya ilk yarım sezon için de 1 milyon 875 bin Euro önerildi.
Domagoj Vida
GALATASARAY’IN TOPLAM TEKLİFİ 19 MİLYON 875 BİN EURO
Bir de şu var: Vida’ya 3,5 milyon Dolar da imza parası teklif edildi.
Toplayalım... 4,5 yılın karşılığı 16 milyon 875 bin Euro ediyor. 3,5 milyon Dolar imza parasını da ekleyelim. 3,5 milyon Dolar yaklaşık 3 milyon Euro ettiğine göre... Karşımıza çıkan toplam miktar 19 milyon 875 bin Euro.
Tabii yaklaşık 1,5 milyon Euro tutarındaki menajerlik ücretini de unutmayalım.
Sonuç? Vida, Galatasaray’ın 19 milyon 875 bin Euro tutarındaki teklifini geri çevirdi, Beşiktaş’ı tercih etti.

BEŞİKTAŞ’TAN ALACAĞI TOPLAM ÜCRET 16 MİLYON 400 BİN EURO
Peki... Beşiktaş, Vida’yı kadrosuna ne kadara dahil etti? Yani 4,5 yıllık miktar nedir? 16 milyon 400 bin Euro...
Yani... Galatasaray’ın önerdiği miktardan 3 milyon 475 bin Euro daha az.
BU SEZON 3 MİLYON 200 BİN EURO’YA TOP KOŞTURACAK
Detay vereyim.
Vida’nın Beşiktaş’la imzaladığı sözleşmenin kapsamı aynen şöyle:
2017-18 sezonu: (Yarım sezon): 1,5 milyon Euro.
2018-19 sezonu: 3 milyon 200 bin Euro.
2019-20 sezonu: 3 milyon 300 bin Euro.
2020-21sezonu: 3 milyon 400 bin Euro.
2021-22 sezonu 3 milyon 500 bin Euro.
Başka... Bir de imza parası var. Ne kadar mı? 1,5 milyon Euro... 3 eşit taksitte... Yani 500’er bin Euro halinde.
Toplayalım mı! 4,5 sezonun karşılığı 14 milyon 900 bin Euro ediyor.
Üzerine 1,5 milyon Euro imza parasını da ekleyelim: Ne etti? 16 milyon 400 bin Euro.
PROTOKOLDE 3,5 MİLYON DOLARLIK MÜEYYİDE VARDI
Bonuslar açısından arada çok önemli fark olmadığını da belirtmek isterim.
Şimdi geldik konunun can alıcı noktalarından birine...
Olay şu:
Beşiktaş, ileriyi düşünerek... Vida ile bundan tam 1 yıl önce protokol imzalamıştı.
Tarihini de söyleyeyim. 14 Ağustos 2017.
Protokolde şöyle de bir madde vardı: Vazgeçen taraf 3,5 milyon Dolar ceza öder.
Yani, Beşiktaş vazgeçerse Vida’ya, Vida vazgeçerse Beşiktaş’a 3,5 milyon Dolar ödeyecekti.
GALATASARAY’DAN “VAZGEÇ” PARASI!
Peki... Galatasaray, Vida’ya imza parası olarak ne önermişti? Belgede de görüldüğü üzere... 3,5 milyon Dolar.
Dikkatinizi çekerim. Euro değil, Dolar... Önerilen tüm miktarlar Euro olmasına karşın, imza parası Dolar üzerinden.
Belli ki... Galatasaray’ın önerisi... “Beşiktaş’tan vazgeç... Cezai müeyyideyi biz ödeyelim” önerisi!
Hem haber kaynaklarım bunu söylüyor, hem de mantık bunu gerektiriyor.
ÖZBEK MÜTHİŞ BİR HAMLE YAPACAKTI

Galatasaray’da o dönem başkanlık koltuğunda Dursun Özbek oturuyordu.
Üstelik... Galatasaray’da başkanlık seçimi vardı. Tam 1 ay sonra seçim olacaktı.
Özbek ve ekibi, Vida gibi son derece değerli bir ismi kadroya dahil ederek, saha içi başarıyı artırmanın yanısıra... Seçim öncesi de müthiş bir hamle yapmış olacaktı.
En az bunlar kadar önemlisi... Ezeli rakip Beşiktaş, Vida’dan mahrum kalacaktı.
VİDA 475 BİN EURO DAHA AZINA BEŞİKTAŞ’A GİTTİ
Tabii gerçekçi olalım.
Vida, Beşiktaş’la imzaladığı protokolü çiğneseydi eğer... Yani Galatasaray’a gitmiş olsaydı... Galatasaray’dan alacağı 3,5 milyon Dolar’ı, protokol gereği, Beşiktaş’a vermek zorunda kalacaktı.
Vida sayesinde Galatasaray’ın parası Beşiktaş’a geçecekti.
Galatasaray’ın kasasından çıkıp da... Vida’nın cebine girecek para ise 16 milyon 875 bin Euro olarak kalacaktı.
Peki... Vida’nın Beşiktaş’la imzaladığı sözleşmedeki toplam miktar neydi? 16 milyon 400 bin Euro...
Yani... Vida’nın cebine girecek para açısından durumu bir kez daha değerlendirirsek... Tablo şu: Vida, Galatasaray’dan alacağı paranın 475 bin Euro daha azına... Beşiktaş’a gitti.
İlginç değil mi?
SÖZÜNDE DURDU
Tabii her şey para değil.
Söz, paradan daha önemlidir.
Vida da sözünde durmuş oldu.
Beşiktaş’ın geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nde mücadele verdiğini de unutmayalım.
MENAJERE 1 MİLYON 200 BİN EURO
Bu transfer esnasında... Menajer olarak Uğur Avadan’ın komisyonu da 1 milyon 200 bin Euro olarak kayıtlara geçti.
ŞİMDİ EN AZ 15-20 MİLYON EURO
Vida, bildiğiniz gibi, Beşiktaş’a Dinamo Kiev’den bonservisi elinde geldi. Bonservisine para verilmedi yani... Beşiktaş Vida’yı şimdi satmak istese... 15-20 milyon Euro kazanır... Ve hatta telaffuz edilen rakam çok daha fazlası.
ŞÖYLE DE BİR İDDİA VAR
Yazıp yazmamak da çok tereddüt ettim ama...
İddia şu:
Beşiktaş’ın, Vida ile imzaladığı ilk protokolde... Yıllık ücret daha düşüktü. Ne kadar mıydı? 3 milyon Dolar.
Ve hatta... Yine ilk protokolde... Sözleşme süresi 4,5 yıl değil, 3,5 yıl idi.
Yani, toplam teklif 10,5 milyon Dolar tutuyordu.
Sonra... Galatasaray devreye girince... Vida, Beşiktaş’la tekrar pazarlık masasına oturdu. Durumu anlattı. Galatasaray’dan gelen belgeyi gösterdi. Tüm rakamları ortaya koydu. Karşılaştırdı. Düzenleme yapılmasını istedi.
Ve... Ücretini yüklü miktarda artırdı.
Bunun üzerine... Beşiktaş yönetimi, yarınlarda sorun çıkmaması için... Geçmişe dönük... Yeni bir protokol hazırladı. Devreye bu ikinci protokol sokuldu. İlk protokol imha edildi.
HABER HABERDİR, TAKİP GEREKİR
İddia bu... Ama üstüne basa basa şu hususu önemle belirtmem gerekiyor: Bu iddiayı çok uzun süredir araştırıyorum. Her kapıyı çaldım. Güvenilir dostlarla görüştüm.
Doğrulatamadım.
Benim öğrendiğim şu: Ortada tek bir protokol var. Bu protokol ile... İmzalanan sözleşme... Birebir aynı.
İki ayrı protokol yok.
Varsa eğer... Tabii bulursam... Yayımlarım.
Haber haberdir. Takip gerekir.
KAP’A BİLDİRİLMEDİ
İddiayı ortaya atan kişiler... “Konuya vakıfız... Zaten Cenk Ergün, Beşiktaş ile Vida arasında imzalanan ilk protokoldeki tüm miktarları bildiği için, Galatasaray adına yıllık sadece 3 milyon 750 bin Euro önerdi. Yoksa... Beşiktaş’ın teklifine yakın bir teklif değil, çok daha fazlasını önerirdi ve Vida’yı transfer ederdi” şeklinde vurgu yaptılar.
Bir de şu var. Beşiktaş, her türlü transferi Kamuyu Aydınlatma Platformu’na bildirmesine rağmen... Vida’nın resmi sözleşmesi KAP’a bildirilmedi. Niye?
Sebebini söyleyen olursa yazmaktan da mutluluk duyarım.
Önemli olan, doğruları aktarmak.
BEŞİKTAŞ İYİ HAMLELER YAPTI
Eğri oturalım, doğru konuşalım.

Beşiktaş kurmay heyeti, Vida’nın transfer sürecini çok iyi götürdü.
Son derece başarılı icraatlara imza attı.
Kutlamak gerekir.
Öyle ya, Beşiktaş, Vida ile geçen yıl bu zamanlar protokol imzaladı. Tam tarihi 14 Ağustos 2017. O tarihlerde Vida’nın Dinamo Kiev ile sözleşmesi devam ediyordu. Galatasaray ise devreye çok geç girdi. Şöyle ki... Vida’nın Dinamo Kiev ile sözleşmesi 1 Ocak 2018’de bitecekti. Galatasaray sözleşmenin bitimine 11 gün kala, yani 20 Aralık 2017’de Vida’ya teklif yaptı. Geç bir hamleydi elbet bu. Haliyle ortalık karıştı. Ne olduysa bundan sonra oldu.
Şöyle bir düşünün... Vida, Galatasaray’a gitseydi... Beşiktaş’ın yerine Galatasaray’ı tercih etseydi... Yani protokolü çiğneseydi... Neler olurdu acaba?
Beşiktaş açısından iyi olmazdı elbet.
Hatta... Ülke futbolunda hafif bir sallantı olurdu.
Ne de olsa ortada Beşiktaş ile Vida arasında imzalanan bir protokol vardı.
Bu protokolü de duymayan kalmamıştı!
FENERBAHÇE DE İSTEMİŞTİ
Bir not daha vereyim. Geçen yıl bu zamanlar, Fenerbahçe de Vida’yı transfer etmek istedi. Ama bu görüşmeler.
.. Kulüp düzeyinde kaldı. Vida’nın o günlerde sözleşmesi devam ettiği için... Gerçekleşmedi. Fesih bedeli konusunda her iki kulüp arasında anlaşma sağlanamadı.
Bir parantez açayım. Bakarsınız Fenerbahçe’nin teklif belgesini de yarınlarda ele geçirebilirim.
VİDA ALKIŞLARI TOPLADI
Unutmadan... Vida’yı da kutlayalım. Her ne kadar Beşiktaş forması altında geçen sezon gerçek randımanını veremese de... Hırvatistan formasıyla Dünya Şampiyonası’nda alkışları topladı.
Son olarak...
Bu yazıyı herhangi bir kişiyi ya da kurumu eleştirmek için kaleme almadığımın bilinmesini isterim.
Anlattıklarımın tamamını.... “İlginç bir transfer öyküsü” olarak değerlendirmek gerekir.
Konu ile ilgili olarak... Kişilerden ya da kulüplerden... Bir açıklama ya da düzeltme gelirse... Mutluluk duyarım.
Görüşmek üzere... Hoşçakalın.